Powered By Blogger

23 Mart 2012 Cuma

bal,polen,arı sütü,arı zehri,propolis,bal mumu,ana arı,oğul arı

BALIN FAYDALARI

Bugün birçok hastalığın ilacı bitkilerden üretilmektedir. Arılarda balı bitkilerden aldığına göre,   aranılan ilaç niçin bal olmasın? Balın özelliklerinden birkaç tanesini şöyle sıralayabiliriz.
 - Balı, soğuk su ile şerbet yapıp içilirse ishali keser. Tersini yapar, sıcak su ile içilirse kabızlığı giderir.
 - Gece, uyku arası ya da sabah aç karnına içilirse, ülseri ve çeşitli mide ağrılarını iyileştirir. Bu  tedavi bir ay uygulanmalıdır. Başlangıçta ağrı daha da artabilir. Sebebi balın yarayı kirden temizlemesi ve yaranın ortaya çıkmasıdır. Tedavi devam ettikçe yara da iyileşecektir.
 - İçinde çok miktarda antibiyotik içerdiğinden nezle, grip gibi hastalıklara ilaç olmaktadır. Devamlı bal yiyenlerin daha az rahatsızlandığı bilinmektedir.
 - Elimizde gliserin yoksa, çeşitli yaralarda gliserin yerine kullanılabilmektedir.
 - Cılız ve zayıf kalmış çocukların gürbüzleşmelerini sağlar.
 - Şeker, değişikliğe uğrayarak kana karışmaktadır. Bal ise hiçbir değişikliğe uğramadan, hızlı   bir şekilde direkt kana karışmaktadır. Bu nedenle, mideyi ve karaciğeri hiç yormamaktadır.
 - Beyni hızlı çalıştırma ve yüksek enerji sağlama nedeniyle, sporcuların tercih ettiği bir besin olmaktadır.
 - Çocukların diş çıkarma dönemlerinde yedirerek, içine bulundurduğu maddeler sayesinde yardımcı olmaktadır.
 - Verem gibi göğüs hastalığı çekenlere, tedavi için yedirilmektedir.
 - Vücut güzelliğini muhafaza etmek için birçok ünlünün kullandığı bilinmektedir.
 - Bal sabunu yaparak , kepeğe, saç dökülmesine karşı cildi yumuşatıcı olarak kullanılmaktadır.  ( 1 Kg sabun çok az suda, ateşe koyarak eritilir.İçine, 500 gr. bal karıştırarak kaynatılır. Soğuyunca kalıplar halinde keserek kullanılır. 
- Soğuk havada arabanızın radyatörüne dökecek antifriziniz yoksa, bir miktar bal dökerek donma tehlikesini önleyebilirsiniz.
  

SAHTE BALLAR

Piyasada muhtelif markalarda bazen de açıkta satılmakta olan markasız ballar satılmaktadır. Bunların bir  kısmı sahtedir. Üretim kaynağının bilinmediği balların alınması, fırsatçı ve art  niyetli insanlara haksız kazanç sağlamaktadır. Arıyı hiç görmemiş sözde ballar, glikozdan başka  bir şey değildir.Bir çeşit sahte bal var ki arıyı görmüş olup, gerçeğinden ayırt etmek çok zor   olmaktadır. Arıya şeker yedirip, sözde balda yaptırılmaktadır. Bu tür ballar, petekli olarak  piyasaya sürülerek, büyük meblağda haksız kazanç sağlanmaktadır. Şeker balı şekerlenmediği için, özellikle satıcı marketler tarafından tercih edilmektedir.Devletin sağlık kuruluşları ve   belediyeler, bu konudaki denetimlerini sıklaştırarak bu tür balların satılmasını önlemelidirler.  Süzme ballar, sahte olabilir, düşüncesi ile çerçeve balı alan vatandaş, yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktadır.
 
 HAKİKİ BAL VE ŞEKERLENME OLAYI
Bal için en iyi kap cam kavanozlardır. Plastik, bakır, demir ve çinko kaplar zehirli maddeler içerdiğinden dolayı balın bu tür kaplarda saklanması sakıncalıdır. Çam balı ve kestane balı   haricinde bütün ballar er geç şekerlenirler. Şekerlenmeyen çam balı, çiçek balı değildir. Çünkü   çamda çiçek yoktur. Kestane ve çam balında hafif bir acılık vardır. Bu nedenle halk  tarafından  fazla tutulmazlar. Hakiki ballarda şekerlenme, çiçeğin çeşidine göre, erken ya da geç  olmaktadır. Bazıları ince tereyağı şeklinde, bazıları da şekerlenme şeklinde  donar. Bu  olaya  bitme, kristalleşme ya da şekerlenme denilmektedir. Şeker şerbeti, bal kıvamına gelene kadar kaynatılacak olursa bir daha şekerlenmez. Ancak glikoz olursa akide şekeri gibi donmaktadır. Kısaca bal, doğal olursa donar. Bazı ballar soğuk havalar başlar başlamaz, bazıları da , şubat ayında şekerlenirler. Bal, sulu olursa daha hızlı şekerlenir.
 
 ŞEKERLENMİŞ BALIN AÇILMASI
Şekerlenmiş balı ısıtmak suretiyle, kovandan yeni alınmış şekle getirmek mümkündür. Ballı  kabın kolayca sığabileceği, ikinci kap bulunur. Dıştaki kaptan teması kesmek için, iki kap arasına tahta parçaları koyulur. Ballı kap yerleştirilir. Ateşe koyduktan sonra, ikinci kaba sıcak  su doldurulur. Su ısındıkça bal karıştırılır. Balda kumlaşma hiç kalmadığında indirilir. Soğuduktan sonra, hava almayacak şekilde cam kavanozlara aktarılır ve sıcak yerde muhafaza  edilirse şekerlenmez. Yüksek derecede ısıtmadan, bu şekilde eritilen bal, hiç özelliğini kaybetmez.
 

SULU BALI NORMAL HALE GETİRME

 
Arıları bir yerden başka bir yere taşımak gerektiğinde, bal kasasından sulu dahi olsa, balı almak gerekmektedir. Balın ekşimemesi için balın suyunu almak gerekir. 
Bal geniş bir kaba aktarılır. Üzerine arıların girmemesi için bez bağlanır. Güneş altına koyarak, suyun uçması sağlanır. Bir başka yol da, şekerlenmiş balı açmada kullandığımız yöntem, aynen uygulanır. Suyu, buhar halinde uçurulmuş bal katılaşmış olur.
 
 DELİ BAL
Deli bal genellikle Karadeniz bölgesinin sahil kesimlerinde görülür. Mor çiçek açan kumar, deli balın ana kaynağıdır.Ayrıca köylerimizde halk dili ile “iyeli” denen çiftin balı da aynı gruptadır. Bahar da , yapraklarını yiyen hayvanlar dahi zehirlenmektedir.
Bu tip bal, boğazı aşırı derecede yakar. Ölüme bile neden olabilecek tehlikeleri vardır. Baş dönmesi, mide ağrısı ve bulantısı, ağızdan su gelme, takatsizlik ve göz kararması gibi belirtiler görülür. Bu durumda hastanın kusması için tuzlu su yada yumurta akı içirilir. Ayrıca şeker şerbeti içirmekte faydalıdır.Hastanın durumu ağırlaştığı takdirde, derhal doktora başvurulmalıdır. Bu tip bal ancak tıpta kullanılabilir..

 

ARI AİLESİ

 Arı  ailesinde ana arı, işçi arı ve erkek arı olarak üç cins arı vardır. Görünüşleri ve özellikleri birbirinden farklıdır. 
Ana Arı: Kovandaki bütün faaliyetlerin sevk ve idarecisidir. Faal olarak yaptığı en önemli iş  petek  gözlerine  yumurta yumurtlamaktır.Ana arı yumurtadan 16 günde çıkar. 
Ana  Arının  Tanınması : Erkek  ve  dişi  arılardan  daha uzun, erkek arılardan dar yapılı  olup  kanatları kendi boyundan kısadır. Yani işçi ve erkek arıların kanatları gerileriyle düz dururken ana arının kanatları karın kısmından kısadır. İğnesi varsa da  insanlara  karşı  kullanmaz. Rakip ana arılara karşı kullanır. Çerçeve üzerinde yavaş hareket eder ve  kovanda genellikle yumurtalı çerçeveler üzerinde bulunur.
Ana Arının Çiftleşmesi : Ömründe bir dönem çiftleşir ve bu çiftleşme sonucu aldığı spermaları   ömrünün   sonuna   kadar   saklar. Çiftleşme   dönemi olan birkaç gün içerisinde birden fazla erkekle çiftleşebilir. Çiftleşmesini  kesinlikle  havada yapar. Ana arının çiftleşme uçuşuna hava sıcaklığının 20° C olduğu günlerde ve saat 12 – 17 arasında çıktığı gözlenmiştir.
Ana Arının Yumurtlaması: Çiftleşmeden   2  -  4  gün  sonra ana arı yumurtlamaya başlar. Genç ana arılar günde 2000-2500 yumurta bırakabilir. Ana arı ilk iki yıl bol yumurta  bırakır. İkinci  yıldan  sonra yaşlanan ana arının kanatları yıpranır, tüyler dökülür, arka   kısmı   esmerleşir   ve   sivri parlak görünür. Yumurta verimi düşer. Bunun   için   arıcılar   ana  arıları  iki yılda bir değiştirmelidir. Eğer bu yapılmazsa kovan sönebilir.
İşçi Arı : Döllenmiş   ananın  yumurtalarından  çıkarlar. İlk yirmi güne kadar kovan içinde, daha sonra da kovan dışında görev alırlar. Kovanda sayıca fazladırlar  ve kovanın  genel  bütün  işlerini  görürler. Her  kovanda 10-80  bin  arasında işçi arı vardır.  Arka   bacaklarında  polen  sepeti  vardır. Dışardan  çiçek  tozlarını  polen sepetine   biriktirerek  kovana  taşırlar. Bulundukları yerden  ortalama 5 km. uzağa uçup dönebilirler.
 
İşçi Arıların Yaptığı İşler:
Yavruların Bakımı : Yumurtadan   çıkan   işçi  arılar, hemen işe başlarlar. İlk önce kendi  çıktığı  gözleri  temizler,  iki  ve üç günlük olunca ana arının yumurtlayacağı gözleri cilalar, 4. - 6. günlerde çiçek tozu–bal karışımı besinle yaşlı larvaları, 7.- 8. günlerde salgıladığı arı sütü ile genç larvaları beslerler. Genç larvaları besleme işi işçi arı 10-13 günlük oluncaya kadar devam eder.
Peteklerin Yapımı : Petek   yapan  arıların yaşları 12-18 gün arasındadır. Arıların balmumu  örebilmesi, için kovan   ısısının   35° C ’nin   üstünde   olması   gerekir.  Arılar  1 Kg.   mum  üretebilmeleri  için 6 - 8 Kg.  bal tüketmektedir.
Bekçilik Görevleri : İşçi arılar, 18-20 günlük olunca kovan önlerinde kovanı diğer tehlikelere karşı korumak için nöbet tutarlar. Kovanlarını görmek isteyen yabancı arıları   ve   böcekleri   içeri   bırakmazlar. İşçi   arılar  kovan  içerisinde yukarıda saydığımız  işlerden  başka  kovanın  iç  düzenini sağlarlar. Kovandaki çatlak ve aralık yerleri kapatırlar, mevsime göre kovan ağzını daraltır yada genişletirler ve genel temizlik yaparlar.
Su   Taşıma :  Arıcılarımızın   çoğu   su   taşıma   işini  erkek arıların yaptıklarını sanmaktadır  ve  birçok  yörede  erkek arıya “Saka ( Su taşıyıcı) “ denmektedir. Halbuki  kovan  da  bütün  işleri olduğu gibi su taşıma işini de işçi arılar yaparlar. Suyu , fazla  sıcak  havalarda  kovan  ısısını  ayarlamak  ve yavruya yedireceği besinleri ıslatmak için kullanırlar.
İşçi  Arıların   Propolis Toplaması: Propolisi çoğu arıcılar mumla karıştırmaktadır. Propolis  denen  madde  arıların  çerçeveleri  birbirine kaynattıkları uçma deliğini daraltmak için yapıştırdıkları reçineye benzer maddedir.Genelde bitkilerin  filiz ve tomurcuklarında    meydana   gelir. Arılar   bu  maddeyi  bacaklarındaki   sepetler vasıtasıyla kovana taşır ve gerekli yerlerde kullanırlar.
İşçi Arıların Polen ( Çiçek Tozu ) Toplaması : Arılar sezon boyunca ihtiyaçları olan çiçek   tozunu   bitkilerden   toplayarak  ayaklarındaki sepetler vasıtası ile kovana getirir ve depolarlar. İhtiyaç duydukça kullanırlar.
İşçi  Arıların Nektar ( Bal Özü ) Toplaması : Bitkiden akan tatlı sıvıya nektar denir. Nektar   bitkilerin  çiçeklerinde  bulunur. Arılar  çiçek içerisine başını sokarak dilini içeri  salar  ve  oradan  nektar  emer  ve  kovana getirerek  kovandaki evcil arıya devreder. Kendisi   tekrar  nektar  toplamaya  gider.  Kovandaki  evcil  arı  tarlacı arıdan  aldığı  nektarı  ağzında  yoğurarak  bala çevirir. Petek gözlerine yerleştirir. Petek  gözlerindeki  balın  fazla  suyu  buharlaştırılarak  normal  bal haline gelince üzeri kapatılır ( sırlanır) . Bütün bu işlemleri işçi arılar büyük bir titizlikle ve ahenkli bir şekilde yaparlar.
Erkek  Arılar:  Yumurtadan  23  günde çıkarlar ve vücut olarak işçi arılardan daha iridirler  fakat  iğneleri  yoktur. Kovanda fiili olarak yaptıkları bir iş yoktur. Sadece ana  arıyı  döllerler. Kovanda fazla sayıda olmaları istenmez , çünkü bal tüketirler. Erkek arıların kovan önünde kümeleştiği arıcı tarafından gözlenebilir ve bu durum o yörede bal mevsiminin bittiğini gösteren iyi bir tecrübedir.
 

ARICIDA BULUNMASI GEREKEN ARAÇ VE GEREÇLER

 
1-   KOVAN
- Arılıkta tek tip ve aynı ölçüde kovanlar bulundurmalı
- İyi keresteden ve eksiz olarak yapılmalı,
Ihlamur ve çam ağacından yapılanları tercih edilmeli,
Alt ve üst kasalar, çerçeveler birbirine uymalı,
Kapakları paslanmaz sac ile kaplanmalı,
- Taşıma esnasında kolaylık olması bakımından, uçma tahtası kapanabilmeli  ve ızgara olmalı,
- Kovanı kendimiz yapacaksak, örnek kovana bakarak yapmalıyız,
Kovanın alt tahtası seyyar olmalıdır
   
2- Arıcı Maskesi : Arıcının  yüz  ve  vücut  kısmını  saldırgan arılardan korur, Çevrede bal yoksa arılığa maskesiz girilmemelidir.
3) Körük :  İçine  mısır  koçanı, kuru  hayvan  pisliği  ve  ağaç  çürüğü  koyarak  tutuşturulur. Üstten   tutuşturmak , çabuk yanmasını önler. Arı muayenelerinde ve bal hasadında arılara duman verilerek sakinleşmesini sağlar.
4)  El Demiri: Hazır satıldığı gibi, arıcı kendisi de yapabilir.Bir ucunun kıvrık olması nedeni ile   kazıma   işinde    de kullanılır. Çerçeveleri   ayırmak,  çıkarmak ,   balmumu    kazımak, propolis kazımak, ballığı gövdeden ayırmak için kullanılır.
5)  Arıcı Bizi: Çerçeveye  tel  takarken, delik açmak için  kullanılır.Makine şeklinde olanı da vardır.
6)  Çerçeve Teli: İnce , paslanmaz ve yumuşak olan cinsleri seçilmeli.
7)  Çerçeve Kalıp Tahtası : Çerçevenin içine, rahatça sığabileceği kadar, pürüzsüz ve düz olmalıdır. Çerçeveye, hazır petek takarken kullanılır.
8) Arıcı Mahmuzu : Çerçeveye temel petek takılırken çerçeve telinin  temel  peteğin içine batırılmasında kullanılır.  
9) Ana Arı Kafesi : Yalnızca ana arıyı ve beraberinde birkaç işçi arıyı barındırarak ana arı nakli veya anasız  kovana arı vermede kullanılır.
10)  Izgara : Bal  zamanı   arının üst  kasaya çıkmasını önler. Ana arının ballığa çıkmasını önlemek için balla kuluçkalık arasına konur.
11)  Bal Süzme Makinesi: Çerçeveli   petekli   balları   süzerek  süzme bal elde etmek için kullanılır.
12)   Sır Tarağı : Süzme  makinesine  konacak  peteklerin sırlarının alınmasında kullanılır.
13)    Mum İbriği : Çerçeve  oluğuna, hazır  petekleri  tutturmak  için  kullanılır.Temel petek çerçeveye  tutturulurken  temel  peteğin çıtanın yivine girdiği kısma erimiş mumu dökmeye yarar.
14)  Fırça : Kovandan bal alırken , arıları süpürmede kullanılırken.
15) Yemlik : Arılara şurup vermede kullanılır.
16)  Polen Kapağı : Arıların ayaklarında dışardan getirdikleri poleni (çiçek tozunu) toplamak için kullanılır.
 
Bu   malzemelerin   hepsi   fazla   sermaye  gerektirmeyen ucuz ve küçük malzemelerdir. Arıcılığa başlayan herkesin kolayca alması mümkündür.
 
   

ARILARIN KIZDIRMAMAK İÇİN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

 
- Dumansız kovan açılmamalı,
- Duman verildikten sonra 2-3 dakika beklenmeli,
- Kapak ve kapak altı tahtası, sessizce kaldırılmalı,
- Çerçeveyi çıkarırken ve yerleştirirken arılar ezilmemeli,
- Kovanın arkasından çalışılmalı, uçuşa engel olunmamalı,
- Arı soktuğunda, ek kol hareketi yapılmamalı,
- Balın gelmediği zamanlarda arılığa girilmemeli,
- Soğuk havalarda, kovanlar açılmamalı,
- Aşırı ter ve parfüm,sabun vb. kokular bulunmamalı,
- Arıların yakınına, herhangi bir hayvan bağlanmamalı,
- Arılık açık alanda ise tel örgü çekilmelidir.Aksi halde içeri girecek hayvan, kovana boynunu dayayıp kaşınmak isteyecektir.
 

ARI SOKTUĞUNDA  YAPACAKLARINIZ

 
Arı  iğnesinin   arkasında,  zehir  kesesi   bulunmaktadır. Bu   kese   iğneden  ayrılmaz.  Arı soktuğunda,  bu  kese  hareket  halindedir  ve  vücuda zehir pompalamaktadır. Eğer iğneyi alırken sıkarak çekersek, zehirin boşalmasına yardım etmiş oluruz. İğne, kolun tersi ile yan yatırılarak alınmalıdır. Soktuğu an bekletmeden çıkarılır. Bu durumda fazla şişmez. Antipik isimli  ilaç  bulundurmak, sabun  sürmek, acıyı  azaltıp  şişmesini önler. Bazı kişilerin zehire karşı alerjisi olabilir, incidal alerji ilacı içirilmeli. Yoksa derhal doktora götürülmelidir.
En   iyisi   arılığa   maskesiz   kimseyi   sokmamak  gerekir. Her  arılıkta hırçın ve saldırgan kovanlar olabilir. Bu durum tespit edildiğinde anaları değiştirilmelidir.
   

ARILARDA İLKBAHAR BAKIMI

 
Havaların  iyi  gitmesi  halinde,arılar  şubat  ayında uçuşa çıkarlar. Az da olsa çiçektozu ve nektar ana arının çok erken yumurtaya geçmesine sebep olur.
Arının  erken  yumurtaya  geçmesi,  havaların  iyi  gitmesi  halinde  faydalıdır. Kovanda arı kalabalıklaşır. Çoğaldıkça  ana  daha  çok yumurtlayacaktır ve  nisan ayında da kat vurmak gerecektir.
Eğer  şubat  ayı  iyi, mart  ayı  soğuk  geçerse, uzun  zaman  arı uçuşa  çıkmazsa çok kötü sonuçlar  ortaya  çıkabilir. Aşırı  soğuk, yumurtanın  üşümesine , ölmesine  neden olur. Arı yumurtadan  ayrılmak   istemeyecek   ve   açlıktan   ölmesine   neden   olacaktır.  Ayrıldığı takdirde,   yumurta   çürüyecektir. Kovanın   zayıflamasına  neden  olacaktır. Bu  durum  da, hastalıklara sebep olur. Uzun zaman petekleri temizleme işleri uğraşacaklardır.
Arıcının amacı bahara çok  kuvvetli arı ile çıkmaktır. Yapılacak bahar kontrolü bu bakımdan çok önemlidir.
İlk   baharda   kovan, arının   uçuş   sıcaklığı   olan   14   dereceden   yukarı  olduğu zaman açılmalıdır. Soğuk   havada, arılar  kümeleşmiş haldedirler. Bu durumda kontrol de yapmak mümkün olmaz. Yere dökülecek arılarda kalkamaz ve kovana dönemezler.
Günün  en  uygun  kontrol  saatleri  10 – 14  arasıdır.Kontrol sırasında görülenler  deftere işlenir. 

 

BAHAR KONROLÜNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

 
    -   Ananın var olup olmadığına,
-  Kaç çerçeve  yumurtladığına,
-  Yeterince balı olup olmadığına,
-  Mevcut arının kaç çerçeve olduğuna,
-  Herhangi bir hastalık olup olmadığına bakılır.ve ilgili notlar deftere aktarılır.
 
 

BAKIM SIRASINDA YAPILACAK İŞLER

 
- Duman   hazırlandıktan   sonra   kovana   önce   alttan   duman   verilir. Ardından   kapak kaldırıldıktan  sonra  üstten  verilir. Duman vermede amaç, arıların sakinleşmesidir. Arılar derhal   bala  saldırırlar. Karınları  doyduktan  sonra  uysallaşmış  olurlar. Tehlike  anında , kovanı   terk   zorunda  kalan arı, tok  olmak ister. Dumandan sonra 3 dakika kadar zaman verilmelidir.
- Kıştan   kalma   bölme   kaydırılarak  çerçeveler  gözden   geçirilir. Balsız, kara ve bozuk petekler kovandan alınır.
- Arıya   en   yakın, ballı  çerçevelerin sırrı tarakla alınır, kolay yemeleri sağlanır, boşalmış çerçeveye yumurta koymaları sağlanır.
 
Balı  fazla  kovan,  yumurta  koyacak  yer bulamayacak ve zayıf kalmış olacaktır. Fazla bal bırakmak  fayda  yerine  zarar  da  verebilmektedir.  Arı,  balı  kış  aylarında  ısınmak   için yemekte  ve  çok az miktarda tüketmektedir. Baharda ise daha çok tüketmekte ve yavruya yedirmektedir.
Kovanda   arı   kalabalıksa   kolay   ısınmakta   ve   az bal yemektedir.Eğer zayıfsa kovanı ısıtabilmek   için  çok  enerji  sarf  edeceklerdir  ve  çok  bal yemek zorunda kalacaklardır. Yedekte bir altlık bulundurulur. Temiz olan yedek altlıkla, kovanın altlığı değiştirilir. Çok toz döken  arı  daha  kuvvetli  olmaktadır. Bu  durum uçma tahtasından da fark edilir. Çıkarılan altlık temizlenir. Gerekirse alev üstünde  ya da pürmüz ile yakılır. Bir sonraki kovanın altlığı ile değiştirilir. Kovanın hafif öne  eğik olması, arının kovanı temizlemesini kolaylaştırır. İlk bahar kontrolü 10-15 gün arayla tekrarlanır.
   

 

İLKBAHARDA ARILARIN BESLENMESİ

 
Balsız kalmış kovanlara elinizde bal yoksa derhal şerbet yapıp verilmelidir. Aslında şerbeti ilkbaharda her kovana vermek gerekir.
Arıcı, arılara  ilk  baharda şerbet vermekle şekerli bal yapmış olmaz. Şerbet  mart ve nisan aylarında  verilmektedir. Arılar  balı,  haziran - temmuz   aylarında  yapmaktadır. Bu aylarda şerbet , anaya yumurtlatmak  maksadı ile verilmektedir. Bal ise kattan alınmaktadır.
 
 

HANGİ AYLARDA ŞERBET VERİLİR

 
-  Kovanda bal yoksa,
-  İlacın şerbetle verilmesi gerektiğinde,
-  İlkbahar ve sonbaharda arı mevcudu artırmada,
-  Yeni çıkmış oğula, kaçmaması için,
-  Sonbaharda, kışa giren arıda bal olmayabilir. Kış boyu bal yerine yemek içinde verilebilir.
 

   

TEŞVİK ŞERBETİNİN HAZIRLANIŞI

 
Anayı yumurtlatmak , arı mevcudunu artırmak amacıyla verilen şerbete teşvik şerbeti denir.
Kaynamakta  olan  1  Lt.  suya 1 Kg  şeker ilavesi  yapılır. Kaynarken sürekli karıştırılır.  Bir taşım  kaynadıktan  sonra  indirilir. Bir çay kaşığı kadar tuz ilave edilir. Şerbeti, ıhlamur çayı ile yapmak, içine limon sıkmak, vitamin ihtiyacını giderir.
Yapılan  şerbet,  üç  gün  ara  ile 300’er gram olarak verilir. En erken ilkbaharda başlanır ve elma  çiçek  açana  kadar  devam  edilir. Şerbet çeşitli yemliklerle verilir. Yemliklerin, uçma tahtasından, üstten ve çerçeve şekliyle, verilebilen çeşitleri satılmaktadır.
 
 

KEK NASIL YAPILIR VE VERİLİR

Erken   ilkbaharda  şerbet  yerine  kek de  verilebilir. Bunun  için  pudra şekeri gerekir. Her kovana  500 Gr.  Gelecek  şeklide  şeker  tartılır. Pudra  şekeri bal ile karıştırılır ve macun şekline  gelene  kadar  yoğrulur.  Bal  yoksa çok az su katılarak da yapılabilir. Çerçevelerin üzerine hamur haline yayarak verilir. İçine yumurta sarısı ve limon da katılabilir.

 

ÇERÇEVE İLAVE ETME

 
İlk  baharda  yapılan  kontrollerde , arı  geliştikçe  bölme  tahtası  kaydırılır. Kaydırıldıkça yandan  çerçeve ilave edilir. Arının, çerçeveyi tamamen kapatıp ilerlemesi gerekir. Bu da bölme koymakla mümkün olur. Böylelikle yumurtada üşümemiş olur.
İlkbahar  bakımı  sırasında , hiçbir  zaman  ilave  edilen  çerçeve , arılı  olanların  arasına verilmez. Ana, diğer  tarafa  uzun  zaman geçemez. Çalışma düzenini bozmamak gerekir.
Kovanda arı, 8 çerçeveye ulaştığında bölme alınır.Çerçeve ilave edilir.
 
 

ALT KASAYA KONACAK ŞİŞMİŞ PETEKLERİN SEÇİMİ

 
Alt  kasaya  kuluçkalık  kasa  denir. Elimizde  bulunan , bir  önceki seneden kalma şişmiş petekler  seçilerek  kuluçkalığa  verilebilir. Ancak,  bu seçim bir çeşit marifettir. Her temiz çerçeve , kuluçkalık çerçevesi değildir.
Üç  tür  kabartılmış  çerçeve  vardır. Bir çeşidi, çok derin gözenekli olup ballık içindir. Bir başka  çeşidi  de geniş ve yüksekçe olup erkek arı içindir. Bir diğeri de , yüksek olmayan daha ince olarak dizilmiş işçi arı içindir.
Kuluçkalıktan , erkek  arı  gözenekli  bütün  çerçeveler alınmalıdır. Çünkü kovanda erkek arının çoğalması zararlıdır.
Çerçeve bal kasasında iken, işçi arı yumurtası çerçevesi olarak kullanılmışsa hafifçe renk değiştirmiştir. Böylece seçimi de kolaylaşmış olacaktır.
Ayrıca kuluçkalık kasasına konacak çerçeveler sağlam çakılmış olmalıdır.
 
 

İLK BAHARDA KOVANLAR ZAYIFSA YAPILACAK İŞLER

 
Bal  zamanına  kadar , on  çerçeve  arılı  kovan haline gelmeyen arıdan fayda gelmez. Bu durumda  50  kovan  olacağına ,  kat  vurulmuş  10  kovanın  olması  daha   iyidir. Zayıf 50 kovandan  belki  100  Kg  bal  alınabilir. Kuvvetli  10   kovandan ise, 300-400 kg bal almak mümkündür. Bol bal almak için zayıf kovanları birleştirmek gereklidir.
 

İKİ KOVANIN BİRLEŞTİRİLMESİ

Kontrol   sırasında,  birleştirilecek  kovanların  tespitleri  yapılır.  Birbirlerine  yakın  olanlar aralarında   birleştirilir.  Önce   her   gün  yarımşar  metre  kaydırarak,  yan  yana gelmeleri sağlanır. Eğer  kaydırmak  mümkün  değilse, havaların  kötü gittiği günler beklenir. Üç gün uçuş  yapmayan  arı  eski  yerini unutur. Birleştirilecek  kovan, yerinden  alınarak  diğerinin yanına konur. Birinin anası alınır ve birleştirilecek kovan iki gün anasız bırakılır.
Bir başka yol da , akşam üstü arılar uçuştan döndükten sonra birleştirilerek  3  km.  uzağa götürülür.  Bir  hafta  sonra  geri  getirilir. Bu  zaman  içinde  arılar  eski  yerlerini  unutmuş olacaklardır. Birleştirmede en kolay yol, gazete ile yapılanıdır. Gazete çivi ile sıkça delinir. Analı  kovanın  üstü  açılır. Dışa  taşacak  şekilde , arıların  üzerine  örtülür. Üzerine taban tahtası  alınmış kovan  kat gibi vurulur. Her iki taraf arı gazeteyi delmek isteyeceklerdir.Bu sırada  barışmış  olacaklardır. İki  gün  sonra, kat  çözülür. Yumurtalı  çerçeveler, bol  arılı kısma indirilir.
Bir  başka  yol  daha  vardır. Birleştirilecek  kovanların her iki tarafına , buğday unu serpilir. Bütün   arılar  unlanır. Anasız   bırakılmış  kovandan  alınan  arılı  çerçeveler,  analı  tarafa aktarılır. Undan temizlenene kadar , barışmış olacaklardır. 
 
 

ÇALIŞMAKTA OLAN KOVAN YERİNDEN ALINIR MI ?

 
Herhangi  bir  nedenle  kovanın, arılığın bir başka köşesine alınması istenebilir yada kısa mesafelere taşınması gerekebilir.
Arı  çalışıyor vaziyette ise , kesinlikle  kovan yerinden alınamaz. Bu mesafe, bir metre dahi olmamalıdır. Ancak, arının çalışma alanı dışına çıkarılması gerekir. Bu mesafe de en az 3 km’ dir.
Kısa mesafede taşıma, yağışlı günlerin ardından yapılmalıdır. En az, arı üç gün uçuşa çıkmamış olması gerekir. Böylece, arının eski yerine dönmesi önlenmiş olur.
 

İYİ CİNS ARIDA ARANAN ÖZELLİKLER

 
Her arılıkta çok bal veren  yada az bal veren arı cinsleri olabilir.Bazıları çok hırçın,  bazıları da uysal olabilir. Bir çeşidi de bal yerine çok oğul vermektedir. Arıcıya gerekli olan uysal ve çok bal veren kovanlardır. Oğula düşkün arı bal vermez.
 
Arılıktan damızlık olarak birkaç kovan seçilir. Bu kovanlara her akşam bir su bardağı kadar şerbet  verilir. Kovan, dar  tutularak oğul  vermeye zorlanır. Eğer netice alınamazsa ana arı alınır. Pek  çok  ana  memesi  yaptırılır. Elde  edilen  memeleri ana arısı önceden alınmış kovanlara taksim edilir. Böylelikle tek tip arı cinsine çevrilmiş olur.

 

ANA NASIL YAPTIRILIR

Anası alınan kovan, bir iki gün sonra ana memelerini yapar. Normal bir yumurtadan yapılan ana   memesi, altıncı  günde  kapatılır.  Bazen  de   patlamış   larva  üzerine   ana  memesi yapabilirler. Larva ana sütü haricinde, besinle de beslenmiştir. Böyle meme erken kapatılır ve  dolayısıyla  da  erken  çıkar. İşçi  arıya  benzeyen, cılız,  çiftleşmeyen  ana olurlar. Ana çıktığı içinde diğer memeleri keserler.
Hakiki  ve  sağlam  ana elde etmek isteniyorsa , beşinci güne kadar kapak atılmış memeler iptal  edilmelidir. Açık  olanlar  bırakılmalıdır. İşe  yarayacak  analar, altıncı  günde kapanan memeden çıkarlar.
 

ANASIZ KOVANA ANA MEMESİ NASIL TAKILIR

 
- Üzerinde ana memeleri bulunan çerçeve, itina ile alınmalıdır. Silkmeden fırça ile arılardan temizlenmelidir,
- Ana memesi, 10-14 günlük iken alınmalı,
- Petek, ana memesinin 2 cm uzağından, keskin bir bıçakla zedelemeden kesmeli,
- Kesilen meme dik tutulmalı ve sarsmamalı,
- Anası önceden alınmış kovanın bol arılı bölgesine, dik olarak monte edilmeli,
- Varsa, ana memesi kafesi ile verilmeli,
- Çıkan ana, yumurtlayana kadar kontrol altında tutulmalı,
- Başka memeler yapılmışsa iptal edilmelidir.
 
 

ARICI KOVANI AÇMADAN İÇİNİ ANLAYABİLİR Mİ ?

Kovanı   sık   açmak   zararlıdır. Kovan   açıldığında  arılar bala  saldırırlar. Ayrıca huzurları bozulur.
- Kovanın yüzünde gezinenler fazla ise anasız kalmıştır.
 Kovanın   uçuş   deliği ıslaksa yada arılar içeri girmek için delik arıyorlarsa kovan yağmaya uğramış demektir.
- Kovanın ağzından mum kırıntıları dökülmüşse arılar aç kalmıştır.
- Kovandan açık renkli yavru atılmışsa aç kalmış yada üşütmüştür.
- Yerlerde kanatsız arılar geziniyorsa varoa hastalığı var demektir.
- Yerlerde  ve  uçma  tahtası  etrafında  küçük  gruplar  varsa  ve  arılar uçmuyorsa nosema hastalığı vardır.
- Arı   uçma  tahtasına  asılmışsa  oğul  verecek  demektir. Kovana sığmıyorsa  ya da aşırı sıcaksa arıyı yinede  sakal gibi asabilir.
- Uçma tahtasında arılar kanat çırpıyorsa, içeriye bol hava veriyor demektir.
- Uçuştan   dönen   arılar  yerlere  dökülüyor, dinlendikten  sonra  kovana  giriyor iseler , bal taşıyor demektir.
- Hava   normal  olduğu  halde geç saate kadar uçuş yapmıyorsa çevrede bal yok demektir.
- Bulutlu bir havada aniden arılar geri dönüyorsa yağmur yağıyor demektir.
- Kovanın ağzına, fare pisliği gibi ölü arılar dökülmüş ise kireç hastalığı var demektir.
 

BAL KASASI NE ZAMAN VE NASIL VERİLİR

Arılar  kuluçka  kasasında  onuncu  çerçeveye  geçtiği  an  kovana  kat verilir. Geçen yıldan kalan  temiz  ve  şişmiş çerçevelerle arı daha çabuk çıkar.  Eğer çıkmamakta inat ediyorsa, alttan arılı bir çerçeve alınarak kata verilir.Katta bölme tahtası kullanmak çok daha iyi netice verir. Arıya  ne  kadar  az  yer  gösterilirse , o  kadar  çabuk  dolduracaktır. Beş  çerçevenin arkasına bölme atılır. Boşluğa da bez yada çuval serilir. Doldukça kaydırılır.
Katta   çalışma,   arının   çok   olduğu   taraftan   başlatılmalıdır. Kat  olduktan  sonra,  eğer çerçevenin   yarısına   kadar   sıralanmışsa   alınmalıdır.  Süzülerek   iade   edilmelidir.  Bu yöntemle   daha çok bal elde edilir. İkinci kat koymakla arıya zamanı kaybettirmemiş oluruz.
1 Kg.  mum   yapmak   için   arı, 15 Kg.  civarında  bal  yemektedir. İkinci ya da  üçüncü kat koymak bizim için zarar olabilir. Zaten yıl içinde bal sezonu ölçülüdür. Bunu da arılara mum şişirtmekle geçirtmemek gerekir.
Bal petekle satılacaksa kat vurmak ve balların tamamen sıralanması gerekir.
 

ÇERÇEVEYE HAZIR PETEK NASIL TAKILIR

 
Çerçeveye hazır petek takmak  için tel, biz, kerpeten, mahmuz, mum  ibriği  çerçeve  kalıp tahtası bulundurmak gerekir.
Çerçeve  ayaklarının  tam  ortasından  üçer  yerinden biz ile delinir. Bu deliklerden üç sıra halinde tel gerilir.
Hazır  petek  çerçevenin  içine  yerleştirilir. Eğer büyükse , yandan yarım, alttan birer santim boşluk kalacak şekilde kesilir. Dize kalıp tahtası koyulur. Hazır petek, çerçeve oluğuna iyice yerleştirilir. Kalıp  tahtasına  geçirilir. Sıcak suda ısınmakta olan mahmuz, tele bastırmadan gezdirilir. Kenarlardan  kesilmiş  petek  parçaları  ile  teller  perçinlenir. İbrikte  erimiş  mum, çerçeve oluğuna akıtılır.
Hazır  peteğin  iyisi, sert  ve  kolay  kırılanı  olandır. Renkleri solan,  kokusunu kaybeden ve kırılmayan  peteklerde  fazla  katkı  maddeleri  var  demektir.  Bir  önceki  seneden  kalma , solmuş peteklerin hakikisi güneş altında eski rengini alanıdır. Gereğinden fazla , çerçeveye hazır petek takmak zararlıdır. Dökülmekte ve kırılmaktadır.

 

ARILARIN OĞUL VERMESİ

İlk  baharda  kovanda  arılar hızla çoğalır ve kovana sığamaz duruma gelirler. Arı ailesi de insanlar gibi, ikiye bölünerek yeni bir yuva kurmak isterler.
Oğul verecek arı, önce kendisine yeni bir ana yetiştirir. Eski ana da kendisini rejime sokar. Uçabilecek kadar zayıflar.
Yeni  ana  henüz  memeden çıkmadan, eski ana havanın iyi olduğu bir günde , kalabalık bir topluluk halinde kovanı hızlı bir şekilde terk eder. Havada birçok tur atarak ağacın bir dalını seçer ve sarılır. Genellikle  saat  10-14 arasını seçerler. Oğul sarılı dalda, birkaç saat kalır. Eğer  geç  saatlerde  çıkmışsa  ertesi  güne  kadar  kalabilir. Bu  arada  ana  arı   kovandan çıkmadan  ve çıktıktan sonra kendisine yuva aramak için kılavuz göndrerir.
Oğulu  almada  gecikme  olursa, oğul hızlı bir şekilde salkımı bozarak havalanır. Kılavuzları takip ederek, büyük bir gürültü ile yeni yuvasına ulaşırlar.Oğul olarak çıkan arılar, karınlarına bal  doldurulmuş, ayaklarına  çiçek  tozu  almış  olarak çıkarlar. Aynı kovan, sekiz gün sonra ikinci  oğul  verebilir.  İkinci  oğulda  birden  fazla  ana  bulunur. Hepsi  de yenidirler. İki  gün aralarla  3. ve 4. oğullar  çıkarsa  da  çok  küçük  olmaları nedeni ile çıkmaları istenmez. Bu oğullar geri iade edilmelidirler.
 
 

OĞULU İSTEDİĞİMİZ YERE SARDIRABİLİRMİYİZ ?

 
Arılar, oğul otu denen bir bitkinin kokusundan çok hoşlanmaktadırlar. Bir bitkinin bir adı da melisa’dır. Gayet kolay üreyebilen bir bitkidir.
Oğul   havalanırken, oğul  otundan  birkaç  yaprak  kopartılır. Parmaklarla  birbirine sürterek ezilir. Kokusu arıların yoğun olduğu tarafa üflenir. Oğul toplama sepetine sürülür. Sepet  bir sırıkla havaya kaldırılır. Arılar, koku sayesinde sepete saldırmaya başlarlar. Sepet yavaşça indirilir ve bir dala asarak, arıların toplanması beklenir. Oğul  otu  sayesinde, arıcı  ağaçlara tırmanmaktan ve dalları kesme zahmetinden kurtulmuş olur.
 
 

OĞULUN KOVANA YERLEŞTİRİLMESİ

 
Oğulun  koyulacağı  kovan, oğul  çıkmadan  hazırlanır. Oğulun boşluğa yerleşmemesi için kovan, çerçevelerle  doldurulur. Yerleştikten  sonra  bölme  atılır ve artan çerçeveler alınır.
Oğul   sepette   dinlenmeye   alınır. Bu   arada   hazırlanmış  olan  kovan da istenilen yere yerleştirilir. Kapak  altı tahtası  ve kapak örtülür. Önüne, uçma tahtasını kapayacak şekilde bir bez serilir. Kaymaması için uçlarına taşlar konur.
Oğul  sarılı  sepet  yavaşça  alınır  ve  uçma  deliğine yakın, beze hafifçe silkelenir. Mum kokusunu  alan  arı, kovana  doğru  hızla,  tıpkı  sürü gibi akar. Ana arının girmesi gözlenir. Arılar kısa zamanda tamamen çekilir.
Oğulu  kovana  üstten dökmek, ana arının  ve diğer arıların ezilmesine neden olur. Kendi istekleri ile girmeleri daha iyi olacaktır.
Oğul   kovana   yerleşmek   istemiyor, havalanmak   istiyorsa   ana  arısı  yok  demektir. Bu durumda   ana  arıyı  ya   sarıldığı   dalda ya da  yerde  aramak gerekir. Ana arı yaşlı ya da kanatları sakat olabilir. Eğer bulabilirsek, oğula verilerek arıların sakinleşmesi sağlanır. Ana arı  bulunamazsa  oğul  geri  dönebilir. Bir  hafta  sonra, yeni ana arı ile yeniden oğul olarak çıkar.
 

İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ OĞULLAR

Birinci oğul verdikten, sekiz gün sonra ikinci  oğul çıkar. İkinci  oğul da,  birden fazla ana arı bulunur. Oğul,  havadayken  uzun b zaman sarılmaz. Akşama doğru geç saatlerde çıkabilir. Birinci oğul kadar kalabalık olmaz. Ana  arı  yeni olduğundan hemen  yumurtlamaz. Ana arı,  yeni olması avantajı ile çok çabuk gelişir.
İkinci  oğlu  verdikten  2-3  gün sonra, üçüncü oğul çıkabilir. Ana arıları ikinci oğuldan daha çoktur. Çok  küçük  oğul  olacaklarından , kovana   geri  iadesi  en  doğru  yoldur  ya da  bir başka zayıf kovanla birleştirilebilir.
 

İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ OĞULLARIN ÖNLEMESİ

Birinci  oğuldan  sonra  oğul  verdirmek  doğru  değildir. Kovan çok zayıflar. Kışa çıkaracak kadar bal yapamaz.. Arısını da çoğaltamaz.
Birinci oğuldan 4-5- gün sonra ana memesi iptaline gidilir. Oğulun ardından, ana arı hemen çıkmış olmayacağı için iptali geciktirilir.
Yapılacak kontrolde ,açık ana memesi aranır. Yoksa en olgunu bulunarak bırakılır, diğerleri iptal edilir. Çerçevenin her tarafı iyice aranır.

HANGİ HALLERDE OĞUL KOVANDAN KAÇAR

 
- Oğul zamanı çevrede bal yoksa,
- Oğul konmuş kovan, güneş altına konmuşsa,
- Oğul, kovanı beğenmezse,
- Çevrede, oğul çekme ilacı kullanılıyorsa, oğul kovanı terk ederek kaçar,
 
 

OĞULUN KAÇMASINI ÖNLEMEK İÇİN NE YAPMALI

 
- Güneş altına koymamalı,
- Bir başka kovandan, yumurtalı çerçeve verilmeli,
- Ana, yumurtlayana   kadar,  şerbetle   beslenmelidir. Oğul   birkaç  günlük  olduğu  halde, mumları şişirmemişse  kaçacağını gösterir.
 
 

OĞUL VERDİRMEMEK İÇİN YAPILACAK İŞLER

 
- Her kovan oğul vermez. Bu tip kovanlar damızlık olarak kullanırlar. Ana yaptırarak diğer kovanlara  verilmelidir.
- İlk baharda katlar, üstüne değil alttan verilmeli,
- Katı erken vurarak, arıya geniş yer gösterme, oğul hevesini kırma, sıkıştırmalarını önleme.
- Erkek arı hücreli çerçeveler, kovandan alınmalı. Taban kısımlarından varsa kesilmeli.
- Kovanın giriş kapısı tamamen açılmalı,
- Kovanlar devamlı gölgede bulundurulmalı,
- Bal zamanına yakın, oğula  düşkün  kovandan  ana alınmalı, yerine  kısa zamanda çıkacak ana memesi    asılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder