BALIN FAYDALARI
Bugün
birçok hastalığın ilacı bitkilerden üretilmektedir. Arılarda balı
bitkilerden aldığına göre, aranılan ilaç niçin bal olmasın? Balın özelliklerinden birkaç tanesini şöyle sıralayabiliriz.
- Balı, soğuk su ile şerbet
yapıp içilirse ishali keser. Tersini yapar, sıcak su ile içilirse kabızlığı
giderir.
- Gece, uyku arası ya da
sabah aç karnına içilirse, ülseri ve çeşitli mide ağrılarını iyileştirir.
Bu tedavi bir ay uygulanmalıdır. Başlangıçta ağrı daha da artabilir. Sebebi balın yarayı kirden temizlemesi ve yaranın
ortaya çıkmasıdır. Tedavi devam ettikçe yara da iyileşecektir.
- İçinde çok miktarda antibiyotik içerdiğinden
nezle, grip gibi hastalıklara ilaç olmaktadır. Devamlı bal yiyenlerin daha
az rahatsızlandığı bilinmektedir.
-
Elimizde gliserin yoksa, çeşitli yaralarda gliserin yerine kullanılabilmektedir.
-
Cılız ve zayıf kalmış çocukların gürbüzleşmelerini sağlar.
-
Şeker,
değişikliğe uğrayarak kana karışmaktadır.
Bal ise hiçbir değişikliğe uğramadan, hızlı bir şekilde direkt kana
karışmaktadır. Bu nedenle, mideyi ve karaciğeri hiç yormamaktadır.
-
Beyni hızlı çalıştırma ve yüksek
enerji sağlama nedeniyle, sporcuların tercih ettiği bir besin olmaktadır.
- Çocukların diş çıkarma dönemlerinde yedirerek, içine bulundurduğu
maddeler sayesinde yardımcı olmaktadır.
-
Verem gibi göğüs hastalığı çekenlere, tedavi için yedirilmektedir.
-
Vücut güzelliğini muhafaza etmek için birçok ünlünün kullandığı
bilinmektedir.
- Bal sabunu yaparak , kepeğe, saç dökülmesine karşı cildi yumuşatıcı olarak kullanılmaktadır.
( 1 Kg sabun çok az suda, ateşe koyarak eritilir.İçine, 500 gr. bal karıştırarak kaynatılır.
Soğuyunca kalıplar halinde keserek kullanılır.
- Soğuk
havada arabanızın radyatörüne dökecek antifriziniz yoksa, bir miktar bal dökerek
donma tehlikesini önleyebilirsiniz.
SAHTE BALLAR
Piyasada muhtelif markalarda bazen de açıkta satılmakta olan markasız ballar satılmaktadır.
Bunların bir kısmı sahtedir. Üretim kaynağının bilinmediği balların
alınması, fırsatçı ve art niyetli insanlara haksız kazanç sağlamaktadır. Arıyı hiç görmemiş sözde
ballar, glikozdan başka bir şey değildir.Bir çeşit sahte bal var ki arıyı görmüş
olup, gerçeğinden ayırt etmek çok zor olmaktadır. Arıya şeker yedirip, sözde balda yaptırılmaktadır. Bu tür ballar,
petekli olarak piyasaya sürülerek, büyük meblağda haksız
kazanç sağlanmaktadır. Şeker balı şekerlenmediği için, özellikle satıcı
marketler tarafından tercih edilmektedir.Devletin sağlık kuruluşları
ve belediyeler, bu konudaki denetimlerini sıklaştırarak bu tür balların satılmasını
önlemelidirler. Süzme ballar, sahte olabilir, düşüncesi
ile çerçeve balı alan vatandaş, yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktadır.
Bal
için en
iyi kap cam kavanozlardır. Plastik, bakır, demir ve çinko kaplar zehirli
maddeler içerdiğinden dolayı balın bu tür
kaplarda saklanması sakıncalıdır. Çam
balı ve kestane balı haricinde bütün ballar er geç şekerlenirler.
Şekerlenmeyen çam
balı, çiçek balı değildir. Çünkü çamda çiçek yoktur. Kestane ve çam
balında hafif bir acılık vardır.
Bu nedenle halk tarafından fazla tutulmazlar.
Hakiki ballarda şekerlenme, çiçeğin çeşidine göre,
erken ya da geç olmaktadır. Bazıları ince tereyağı şeklinde,
bazıları da şekerlenme şeklinde donar. Bu olaya
bitme, kristalleşme ya da şekerlenme denilmektedir. Şeker şerbeti, bal
kıvamına gelene kadar kaynatılacak olursa bir daha şekerlenmez. Ancak
glikoz olursa akide şekeri gibi donmaktadır.
Kısaca bal, doğal olursa donar. Bazı ballar soğuk havalar başlar
başlamaz, bazıları da , şubat ayında şekerlenirler. Bal, sulu olursa
daha
hızlı şekerlenir.
Şekerlenmiş balı ısıtmak suretiyle,
kovandan yeni alınmış şekle getirmek mümkündür. Ballı kabın kolayca
sığabileceği, ikinci kap bulunur. Dıştaki kaptan teması kesmek için, iki kap
arasına tahta parçaları koyulur. Ballı kap yerleştirilir. Ateşe koyduktan sonra,
ikinci kaba sıcak su doldurulur. Su ısındıkça bal karıştırılır. Balda
kumlaşma hiç kalmadığında indirilir. Soğuduktan sonra, hava almayacak şekilde
cam kavanozlara aktarılır ve sıcak yerde muhafaza edilirse şekerlenmez.
Yüksek derecede ısıtmadan, bu şekilde eritilen bal, hiç özelliğini kaybetmez.
SULU BALI NORMAL HALE GETİRME
Arıları bir yerden başka bir yere taşımak gerektiğinde,
bal kasasından sulu dahi olsa, balı almak gerekmektedir. Balın ekşimemesi için
balın suyunu almak gerekir.
Bal geniş bir kaba aktarılır. Üzerine arıların girmemesi için bez bağlanır.
Güneş altına koyarak, suyun uçması sağlanır. Bir başka yol da, şekerlenmiş
balı açmada kullandığımız yöntem, aynen uygulanır. Suyu, buhar halinde uçurulmuş
bal katılaşmış olur.
Deli bal genellikle Karadeniz bölgesinin sahil kesimlerinde görülür. Mor çiçek açan
kumar, deli balın ana kaynağıdır.Ayrıca köylerimizde halk dili ile “iyeli” denen çiftin balı da aynı
gruptadır. Bahar da , yapraklarını yiyen hayvanlar dahi zehirlenmektedir.
Bu tip bal, boğazı aşırı derecede yakar. Ölüme
bile neden olabilecek tehlikeleri vardır. Baş dönmesi, mide ağrısı ve
bulantısı, ağızdan su gelme, takatsizlik ve göz kararması gibi belirtiler
görülür. Bu durumda hastanın kusması için tuzlu su yada yumurta akı içirilir.
Ayrıca şeker şerbeti içirmekte faydalıdır.Hastanın durumu ağırlaştığı
takdirde, derhal doktora başvurulmalıdır. Bu tip bal ancak tıpta kullanılabilir..
ARI AİLESİ
Arı
ailesinde ana arı, işçi arı ve erkek arı olarak üç cins arı vardır. Görünüşleri
ve özellikleri birbirinden farklıdır.
Ana Arı: Kovandaki
bütün faaliyetlerin sevk ve idarecisidir. Faal olarak yaptığı en önemli iş
petek gözlerine yumurta yumurtlamaktır.Ana arı yumurtadan 16 günde çıkar.
Ana Arının
Tanınması : Erkek
ve dişi arılardan daha uzun, erkek arılardan dar yapılı
olup kanatları kendi
boyundan kısadır. Yani işçi ve erkek arıların kanatları gerileriyle düz
dururken ana arının kanatları karın kısmından kısadır. İğnesi varsa da
insanlara karşı kullanmaz. Rakip ana arılara karşı kullanır. Çerçeve üzerinde
yavaş hareket eder ve kovanda genellikle yumurtalı çerçeveler üzerinde bulunur.
Ana Arının
Çiftleşmesi : Ömründe
bir dönem çiftleşir ve bu çiftleşme sonucu aldığı spermaları
ömrünün sonuna kadar saklar. Çiftleşme
dönemi olan birkaç gün içerisinde birden
fazla erkekle çiftleşebilir. Çiftleşmesini kesinlikle havada yapar. Ana arının
çiftleşme uçuşuna hava sıcaklığının 20° C olduğu günlerde ve saat 12
– 17 arasında çıktığı gözlenmiştir.
Ana Arının
Yumurtlaması: Çiftleşmeden
2 - 4 gün sonra ana arı yumurtlamaya başlar. Genç ana arılar günde 2000-2500
yumurta bırakabilir. Ana arı ilk iki yıl bol yumurta bırakır. İkinci
yıldan sonra yaşlanan ana arının kanatları yıpranır, tüyler dökülür, arka
kısmı esmerleşir ve sivri parlak görünür. Yumurta verimi düşer. Bunun
için arıcılar ana arıları iki yılda bir değiştirmelidir.
Eğer bu yapılmazsa kovan sönebilir.
İşçi Arı
: Döllenmiş
ananın yumurtalarından çıkarlar. İlk yirmi güne kadar kovan içinde, daha
sonra da kovan dışında görev alırlar. Kovanda sayıca fazladırlar ve kovanın genel bütün
işlerini görürler.
Her kovanda 10-80 bin arasında işçi arı vardır. Arka
bacaklarında polen sepeti vardır. Dışardan çiçek
tozlarını polen sepetine biriktirerek kovana taşırlar. Bulundukları yerden
ortalama 5 km. uzağa uçup dönebilirler.
İşçi Arıların Yaptığı İşler:
Yavruların
Bakımı :
Yumurtadan çıkan işçi arılar, hemen işe başlarlar. İlk önce kendi
çıktığı gözleri temizler, iki ve üç günlük olunca ana arının yumurtlayacağı gözleri
cilalar, 4. - 6. günlerde çiçek tozu–bal karışımı besinle yaşlı
larvaları, 7.- 8. günlerde salgıladığı arı sütü ile genç larvaları
beslerler. Genç larvaları besleme işi işçi arı 10-13 günlük oluncaya
kadar devam eder.
Peteklerin
Yapımı : Petek
yapan arıların yaşları 12-18 gün arasındadır. Arıların balmumu
örebilmesi,
için kovan ısısının 35° C ’nin üstünde olması gerekir. Arılar
1 Kg. mum üretebilmeleri için 6 - 8 Kg. bal tüketmektedir.
Bekçilik
Görevleri : İşçi
arılar, 18-20 günlük olunca kovan önlerinde kovanı diğer tehlikelere karşı
korumak için nöbet tutarlar. Kovanlarını görmek isteyen yabancı arıları
ve böcekleri içeri bırakmazlar. İşçi
arılar kovan içerisinde yukarıda
saydığımız işlerden başka kovanın iç düzenini sağlarlar. Kovandaki çatlak
ve aralık yerleri kapatırlar, mevsime göre kovan ağzını daraltır yada
genişletirler ve genel temizlik yaparlar.
Su
Taşıma
: Arıcılarımızın çoğu
su taşıma işini erkek arıların yaptıklarını sanmaktadır
ve birçok yörede
erkek arıya “Saka ( Su taşıyıcı)
“ denmektedir. Halbuki kovan da bütün işleri olduğu gibi su taşıma işini
de işçi arılar yaparlar. Suyu , fazla sıcak havalarda kovan
ısısını ayarlamak ve yavruya yedireceği besinleri ıslatmak için kullanırlar.
İşçi
Arıların Propolis
Toplaması: Propolisi
çoğu arıcılar mumla karıştırmaktadır. Propolis denen madde
arıların çerçeveleri birbirine kaynattıkları uçma deliğini daraltmak
için yapıştırdıkları
reçineye benzer maddedir.Genelde bitkilerin
filiz ve tomurcuklarında meydana gelir. Arılar
bu maddeyi bacaklarındaki sepetler vasıtasıyla kovana taşır
ve gerekli yerlerde kullanırlar.
İşçi Arıların
Polen ( Çiçek Tozu ) Toplaması : Arılar
sezon boyunca ihtiyaçları olan çiçek tozunu bitkilerden
toplayarak ayaklarındaki sepetler vasıtası ile kovana getirir ve depolarlar. İhtiyaç duydukça kullanırlar.
İşçi
Arıların
Nektar ( Bal Özü ) Toplaması : Bitkiden
akan tatlı sıvıya nektar denir. Nektar bitkilerin çiçeklerinde
bulunur. Arılar çiçek içerisine başını sokarak dilini içeri salar
ve oradan nektar emer ve kovana getirerek kovandaki evcil
arıya devreder. Kendisi tekrar nektar toplamaya gider.
Kovandaki evcil arı tarlacı arıdan aldığı nektarı
ağzında yoğurarak bala çevirir. Petek gözlerine
yerleştirir. Petek gözlerindeki balın fazla suyu
buharlaştırılarak normal bal haline gelince üzeri kapatılır ( sırlanır) . Bütün bu işlemleri işçi
arılar büyük bir titizlikle ve ahenkli bir şekilde yaparlar.
Erkek
Arılar: Yumurtadan
23 günde çıkarlar ve vücut olarak işçi arılardan daha
iridirler fakat iğneleri yoktur. Kovanda fiili olarak yaptıkları bir iş
yoktur. Sadece ana arıyı döllerler. Kovanda fazla sayıda olmaları istenmez
, çünkü bal tüketirler. Erkek arıların kovan önünde kümeleştiği arıcı
tarafından gözlenebilir ve bu durum o yörede bal mevsiminin bittiğini gösteren
iyi bir tecrübedir.
ARICIDA BULUNMASI GEREKEN ARAÇ VE GEREÇLER
1- KOVAN
- Arılıkta
tek tip ve aynı ölçüde kovanlar bulundurmalı
- İyi keresteden ve eksiz olarak yapılmalı,
- Ihlamur ve
çam ağacından yapılanları tercih edilmeli,
- Alt ve üst
kasalar, çerçeveler birbirine uymalı,
- Kapakları
paslanmaz sac ile kaplanmalı,
- Taşıma
esnasında kolaylık olması bakımından, uçma tahtası kapanabilmeli ve ızgara olmalı,
- Kovanı
kendimiz yapacaksak, örnek kovana bakarak yapmalıyız,
- Kovanın
alt tahtası seyyar olmalıdır
2- Arıcı Maskesi : Arıcının yüz ve
vücut kısmını saldırgan arılardan
korur, Çevrede bal yoksa arılığa maskesiz girilmemelidir.
3) Körük : İçine mısır koçanı, kuru
hayvan pisliği ve ağaç çürüğü koyarak
tutuşturulur. Üstten tutuşturmak
, çabuk yanmasını önler. Arı muayenelerinde ve bal hasadında arılara
duman verilerek sakinleşmesini sağlar.
4)
El Demiri: Hazır
satıldığı gibi, arıcı kendisi de yapabilir.Bir ucunun kıvrık olması
nedeni ile kazıma işinde de
kullanılır. Çerçeveleri ayırmak, çıkarmak ,
balmumu kazımak, propolis
kazımak, ballığı gövdeden ayırmak için kullanılır.
5) Arıcı
Bizi:
Çerçeveye
tel takarken, delik açmak için kullanılır.Makine şeklinde olanı da vardır.
6) Çerçeve
Teli: İnce ,
paslanmaz ve yumuşak olan cinsleri seçilmeli.
7) Çerçeve
Kalıp Tahtası : Çerçevenin
içine, rahatça sığabileceği kadar, pürüzsüz ve düz olmalıdır. Çerçeveye,
hazır petek takarken kullanılır.
8) Arıcı
Mahmuzu : Çerçeveye
temel petek takılırken çerçeve telinin temel peteğin içine batırılmasında
kullanılır.
9) Ana Arı
Kafesi : Yalnızca
ana arıyı ve beraberinde birkaç işçi arıyı barındırarak ana arı nakli
veya anasız kovana arı vermede
kullanılır.
10) Izgara : Bal zamanı
arının üst kasaya çıkmasını önler. Ana arının ballığa çıkmasını
önlemek için balla kuluçkalık arasına konur.
11) Bal Süzme
Makinesi: Çerçeveli petekli
balları süzerek süzme bal elde etmek için kullanılır.
12) Sır Tarağı
: Süzme makinesine
konacak peteklerin sırlarının alınmasında kullanılır.
13) Mum İbriği
: Çerçeve oluğuna, hazır
petekleri tutturmak için kullanılır.Temel petek çerçeveye
tutturulurken temel peteğin çıtanın yivine girdiği kısma erimiş mumu dökmeye
yarar.
14) Fırça : Kovandan
bal alırken , arıları süpürmede kullanılırken.
15) Yemlik : Arılara
şurup vermede kullanılır.
16) Polen
Kapağı : Arıların
ayaklarında dışardan getirdikleri poleni (çiçek tozunu) toplamak için
kullanılır.
Bu
malzemelerin hepsi fazla sermaye gerektirmeyen ucuz ve küçük malzemelerdir.
Arıcılığa başlayan herkesin kolayca alması mümkündür.
ARILARIN KIZDIRMAMAK İÇİN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
- Dumansız kovan açılmamalı,
- Duman verildikten sonra 2-3 dakika beklenmeli,
- Kapak ve kapak altı tahtası, sessizce kaldırılmalı,
- Çerçeveyi çıkarırken ve yerleştirirken arılar ezilmemeli,
- Kovanın arkasından çalışılmalı, uçuşa engel olunmamalı,
- Arı soktuğunda, ek kol hareketi yapılmamalı,
- Balın gelmediği zamanlarda arılığa girilmemeli,
- Soğuk havalarda, kovanlar açılmamalı,
- Aşırı ter ve parfüm,sabun vb. kokular bulunmamalı,
- Arıların yakınına, herhangi bir hayvan bağlanmamalı,
- Arılık açık alanda ise tel örgü çekilmelidir.Aksi halde içeri
girecek hayvan, kovana boynunu dayayıp kaşınmak isteyecektir.
ARI SOKTUĞUNDA YAPACAKLARINIZ
Arı
iğnesinin arkasında, zehir kesesi bulunmaktadır. Bu
kese iğneden ayrılmaz. Arı soktuğunda, bu
kese hareket halindedir ve vücuda zehir pompalamaktadır. Eğer iğneyi alırken
sıkarak çekersek, zehirin boşalmasına yardım etmiş oluruz. İğne, kolun
tersi ile yan yatırılarak alınmalıdır. Soktuğu an bekletmeden çıkarılır.
Bu durumda fazla şişmez. Antipik isimli ilaç bulundurmak, sabun
sürmek, acıyı azaltıp şişmesini önler. Bazı kişilerin zehire karşı alerjisi olabilir,
incidal alerji ilacı içirilmeli. Yoksa derhal doktora götürülmelidir.
En
iyisi arılığa maskesiz kimseyi
sokmamak gerekir. Her arılıkta hırçın ve
saldırgan kovanlar olabilir. Bu durum tespit edildiğinde anaları değiştirilmelidir.
ARILARDA İLKBAHAR BAKIMI
Havaların
iyi gitmesi halinde,arılar şubat ayında uçuşa çıkarlar. Az da olsa çiçektozu ve nektar ana arının
çok erken yumurtaya geçmesine sebep olur.
Arının
erken yumurtaya geçmesi, havaların iyi gitmesi
halinde faydalıdır. Kovanda
arı kalabalıklaşır. Çoğaldıkça ana daha çok yumurtlayacaktır ve nisan ayında da kat vurmak gerecektir.
Eğer
şubat ayı iyi, mart ayı soğuk geçerse, uzun
zaman arı uçuşa çıkmazsa
çok kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. Aşırı soğuk, yumurtanın
üşümesine
, ölmesine neden olur. Arı yumurtadan ayrılmak istemeyecek ve
açlıktan ölmesine neden olacaktır.
Ayrıldığı takdirde, yumurta çürüyecektir. Kovanın
zayıflamasına neden olacaktır. Bu durum da,
hastalıklara sebep olur. Uzun zaman petekleri temizleme işleri uğraşacaklardır.
Arıcının amacı bahara çok kuvvetli arı ile çıkmaktır. Yapılacak bahar kontrolü bu
bakımdan çok önemlidir.
İlk
baharda kovan, arının uçuş sıcaklığı
olan 14 dereceden yukarı olduğu zaman açılmalıdır. Soğuk
havada, arılar kümeleşmiş haldedirler. Bu durumda kontrol de yapmak mümkün olmaz. Yere dökülecek
arılarda kalkamaz ve kovana dönemezler.
Günün
en uygun kontrol saatleri 10
– 14 arasıdır.Kontrol sırasında görülenler deftere
işlenir.
BAHAR KONROLÜNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
- Kaç çerçeve yumurtladığına,
- Yeterince
balı olup olmadığına,
- Mevcut arının
kaç çerçeve olduğuna,
- Herhangi
bir hastalık olup olmadığına bakılır.ve ilgili notlar deftere aktarılır.
BAKIM SIRASINDA YAPILACAK İŞLER
- Duman hazırlandıktan
sonra kovana önce alttan duman
verilir. Ardından kapak kaldırıldıktan sonra üstten verilir. Duman vermede amaç, arıların sakinleşmesidir. Arılar
derhal bala saldırırlar. Karınları doyduktan sonra
uysallaşmış olurlar.
Tehlike anında , kovanı terk zorunda kalan arı, tok
olmak ister. Dumandan
sonra 3 dakika kadar zaman verilmelidir.
- Kıştan kalma bölme
kaydırılarak çerçeveler gözden
geçirilir. Balsız, kara ve bozuk petekler kovandan alınır.
- Arıya en yakın, ballı
çerçevelerin sırrı tarakla alınır,
kolay yemeleri sağlanır, boşalmış çerçeveye yumurta koymaları sağlanır.
Balı
fazla kovan, yumurta koyacak yer bulamayacak ve zayıf kalmış olacaktır.
Fazla bal bırakmak fayda yerine zarar da verebilmektedir.
Arı, balı kış aylarında ısınmak için yemekte
ve çok az miktarda tüketmektedir. Baharda
ise daha çok tüketmekte ve yavruya yedirmektedir.
Kovanda
arı kalabalıksa kolay ısınmakta
ve az bal yemektedir.Eğer zayıfsa kovanı ısıtabilmek
için çok enerji sarf edeceklerdir ve
çok bal yemek zorunda
kalacaklardır. Yedekte bir altlık bulundurulur. Temiz olan yedek altlıkla,
kovanın altlığı değiştirilir. Çok toz döken arı daha kuvvetli
olmaktadır.
Bu durum uçma tahtasından da fark edilir. Çıkarılan altlık temizlenir.
Gerekirse alev üstünde ya da pürmüz ile yakılır. Bir sonraki kovanın altlığı
ile değiştirilir. Kovanın hafif öne eğik olması, arının kovanı
temizlemesini kolaylaştırır. İlk bahar kontrolü 10-15 gün arayla tekrarlanır.
İLKBAHARDA ARILARIN BESLENMESİ
Balsız kalmış kovanlara elinizde bal yoksa derhal şerbet yapıp
verilmelidir. Aslında şerbeti ilkbaharda her kovana vermek gerekir.
Arıcı,
arılara ilk baharda şerbet vermekle şekerli bal yapmış olmaz. Şerbet
mart
ve nisan aylarında verilmektedir. Arılar balı, haziran - temmuz
aylarında yapmaktadır. Bu aylarda şerbet , anaya yumurtlatmak maksadı ile verilmektedir. Bal ise
kattan alınmaktadır.
HANGİ AYLARDA ŞERBET VERİLİR
- Kovanda
bal yoksa,
- İlacın
şerbetle verilmesi gerektiğinde,
- İlkbahar
ve sonbaharda arı mevcudu artırmada,
- Yeni çıkmış
oğula, kaçmaması için,
- Sonbaharda,
kışa giren arıda bal olmayabilir. Kış boyu bal yerine yemek içinde
verilebilir.
TEŞVİK ŞERBETİNİN HAZIRLANIŞI
Anayı yumurtlatmak , arı mevcudunu
artırmak amacıyla verilen şerbete teşvik şerbeti denir.
Kaynamakta
olan 1 Lt. suya 1 Kg şeker ilavesi yapılır. Kaynarken sürekli karıştırılır.
Bir taşım kaynadıktan sonra indirilir. Bir çay kaşığı kadar tuz ilave
edilir. Şerbeti, ıhlamur çayı ile yapmak, içine limon sıkmak, vitamin
ihtiyacını giderir.
Yapılan
şerbet, üç gün ara
ile 300’er
gram olarak verilir. En erken ilkbaharda başlanır ve elma çiçek açana
kadar devam edilir. Şerbet çeşitli yemliklerle verilir. Yemliklerin, uçma tahtasından,
üstten ve çerçeve şekliyle, verilebilen çeşitleri satılmaktadır.
KEK NASIL YAPILIR VE VERİLİR
Erken
ilkbaharda şerbet yerine
kek de verilebilir. Bunun için pudra şekeri gerekir. Her kovana
500 Gr. Gelecek şeklide şeker tartılır. Pudra şekeri bal ile karıştırılır ve macun şekline
gelene kadar yoğrulur. Bal
yoksa
çok az su katılarak da yapılabilir. Çerçevelerin üzerine hamur haline
yayarak verilir. İçine yumurta sarısı ve limon da katılabilir.
ÇERÇEVE İLAVE ETME
İlk
baharda yapılan kontrollerde , arı geliştikçe bölme
tahtası kaydırılır.
Kaydırıldıkça yandan çerçeve ilave edilir. Arının, çerçeveyi tamamen
kapatıp ilerlemesi gerekir. Bu da bölme koymakla mümkün olur. Böylelikle
yumurtada üşümemiş olur.
İlkbahar
bakımı sırasında , hiçbir zaman ilave edilen çerçeve , arılı
olanların arasına verilmez. Ana, diğer tarafa uzun zaman geçemez. Çalışma düzenini
bozmamak gerekir.
Kovanda
arı, 8 çerçeveye ulaştığında bölme alınır.Çerçeve ilave edilir.
ALT KASAYA KONACAK ŞİŞMİŞ PETEKLERİN SEÇİMİ
Alt kasaya kuluçkalık kasa
denir. Elimizde bulunan , bir önceki
seneden kalma şişmiş petekler seçilerek kuluçkalığa verilebilir. Ancak,
bu seçim bir çeşit marifettir. Her temiz çerçeve , kuluçkalık çerçevesi
değildir.
Üç
tür kabartılmış çerçeve vardır. Bir çeşidi, çok derin gözenekli olup ballık
içindir. Bir başka çeşidi de geniş ve yüksekçe olup erkek arı içindir.
Bir diğeri de , yüksek olmayan daha ince olarak dizilmiş işçi arı içindir.
Kuluçkalıktan
, erkek arı gözenekli bütün çerçeveler alınmalıdır. Çünkü kovanda
erkek arının çoğalması zararlıdır.
Çerçeve
bal kasasında iken, işçi arı yumurtası çerçevesi olarak kullanılmışsa
hafifçe renk değiştirmiştir. Böylece seçimi de kolaylaşmış olacaktır.
Ayrıca kuluçkalık kasasına konacak çerçeveler sağlam çakılmış
olmalıdır.
İLK BAHARDA KOVANLAR ZAYIFSA YAPILACAK İŞLER
Bal
zamanına kadar , on çerçeve arılı kovan haline gelmeyen arıdan fayda
gelmez. Bu durumda 50 kovan olacağına , kat vurulmuş
10 kovanın olması daha iyidir. Zayıf 50 kovandan
belki 100 Kg bal alınabilir. Kuvvetli 10
kovandan
ise, 300-400 kg bal almak mümkündür. Bol bal almak için zayıf kovanları
birleştirmek gereklidir.
İKİ KOVANIN BİRLEŞTİRİLMESİ
Kontrol
sırasında, birleştirilecek kovanların tespitleri yapılır. Birbirlerine yakın olanlar aralarında
birleştirilir. Önce her gün yarımşar
metre kaydırarak, yan yana gelmeleri
sağlanır. Eğer kaydırmak mümkün değilse, havaların
kötü gittiği günler
beklenir. Üç gün uçuş yapmayan arı eski yerini unutur. Birleştirilecek
kovan, yerinden alınarak diğerinin yanına konur. Birinin anası alınır ve
birleştirilecek kovan iki gün anasız bırakılır.
Bir başka
yol da , akşam üstü arılar uçuştan döndükten sonra birleştirilerek
3 km. uzağa götürülür. Bir hafta sonra geri
getirilir. Bu zaman içinde arılar eski yerlerini
unutmuş olacaklardır. Birleştirmede en kolay yol, gazete ile
yapılanıdır. Gazete çivi ile sıkça delinir. Analı kovanın üstü
açılır.
Dışa taşacak şekilde , arıların üzerine örtülür. Üzerine taban tahtası
alınmış kovan kat gibi vurulur. Her iki taraf arı gazeteyi delmek
isteyeceklerdir.Bu sırada barışmış olacaklardır. İki gün
sonra, kat çözülür.
Yumurtalı çerçeveler, bol arılı kısma indirilir.
Bir
başka yol daha vardır. Birleştirilecek kovanların her iki tarafına , buğday unu
serpilir. Bütün arılar unlanır. Anasız bırakılmış
kovandan alınan arılı çerçeveler, analı tarafa aktarılır. Undan temizlenene kadar , barışmış
olacaklardır.
ÇALIŞMAKTA OLAN KOVAN YERİNDEN ALINIR MI ?
Herhangi bir nedenle kovanın, arılığın bir başka köşesine
alınması istenebilir yada kısa mesafelere taşınması gerekebilir.
Arı çalışıyor vaziyette ise ,
kesinlikle kovan yerinden alınamaz. Bu mesafe, bir metre dahi olmamalıdır.
Ancak, arının çalışma alanı dışına çıkarılması gerekir. Bu mesafe
de en az 3 km’ dir.
Kısa mesafede taşıma, yağışlı
günlerin ardından yapılmalıdır. En az, arı üç gün uçuşa çıkmamış
olması gerekir. Böylece, arının eski yerine dönmesi önlenmiş olur.
İYİ CİNS ARIDA ARANAN ÖZELLİKLER
Arılıktan
damızlık olarak birkaç kovan seçilir. Bu kovanlara her akşam bir su bardağı
kadar şerbet verilir. Kovan, dar tutularak oğul vermeye zorlanır. Eğer
netice alınamazsa ana arı alınır. Pek çok ana memesi
yaptırılır. Elde edilen memeleri ana arısı önceden alınmış kovanlara taksim edilir. Böylelikle
tek tip arı cinsine çevrilmiş olur.
ANA NASIL YAPTIRILIR
Anası
alınan kovan, bir iki gün sonra ana memelerini yapar. Normal bir yumurtadan
yapılan ana memesi, altıncı günde kapatılır.
Bazen de patlamış larva üzerine
ana memesi yapabilirler. Larva ana sütü haricinde, besinle de beslenmiştir. Böyle
meme erken kapatılır ve dolayısıyla da erken çıkar. İşçi
arıya benzeyen, cılız, çiftleşmeyen ana olurlar. Ana çıktığı içinde diğer
memeleri keserler.
Hakiki
ve sağlam ana elde etmek isteniyorsa , beşinci güne kadar kapak atılmış
memeler iptal edilmelidir. Açık olanlar bırakılmalıdır. İşe
yarayacak analar, altıncı günde kapanan memeden çıkarlar.
ANASIZ KOVANA ANA MEMESİ NASIL TAKILIR
- Üzerinde ana memeleri bulunan çerçeve, itina ile alınmalıdır.
Silkmeden fırça ile arılardan temizlenmelidir,
- Ana memesi, 10-14 günlük iken alınmalı,
- Petek, ana memesinin 2 cm uzağından, keskin bir bıçakla
zedelemeden kesmeli,
- Kesilen meme dik tutulmalı ve sarsmamalı,
- Anası önceden alınmış kovanın bol arılı bölgesine, dik
olarak monte edilmeli,
- Varsa, ana memesi kafesi ile verilmeli,
- Çıkan ana, yumurtlayana kadar kontrol altında tutulmalı,
- Başka memeler yapılmışsa iptal edilmelidir.
ARICI KOVANI AÇMADAN İÇİNİ ANLAYABİLİR Mİ ?
Kovanı
sık açmak zararlıdır.
Kovan açıldığında arılar bala saldırırlar. Ayrıca huzurları bozulur.
- Kovanın yüzünde gezinenler fazla ise anasız kalmıştır.
Kovanın uçuş
deliği ıslaksa yada arılar içeri girmek için
delik arıyorlarsa kovan yağmaya uğramış demektir.
- Kovanın ağzından mum kırıntıları dökülmüşse arılar aç
kalmıştır.
- Kovandan açık renkli yavru atılmışsa aç kalmış yada üşütmüştür.
- Yerlerde kanatsız arılar geziniyorsa varoa hastalığı var
demektir.
- Yerlerde ve uçma tahtası
etrafında küçük gruplar varsa ve arılar uçmuyorsa nosema hastalığı vardır.
- Arı uçma tahtasına
asılmışsa oğul verecek demektir. Kovana sığmıyorsa
ya da aşırı sıcaksa arıyı yinede sakal gibi asabilir.
- Uçma tahtasında arılar kanat çırpıyorsa, içeriye bol hava
veriyor demektir.
- Uçuştan
dönen arılar yerlere dökülüyor,
dinlendikten sonra kovana giriyor iseler , bal taşıyor demektir.
- Hava normal olduğu
halde geç saate kadar uçuş yapmıyorsa çevrede
bal yok demektir.
- Bulutlu bir havada aniden arılar geri dönüyorsa yağmur yağıyor
demektir.
- Kovanın ağzına, fare pisliği gibi ölü arılar dökülmüş
ise kireç hastalığı var demektir.
BAL KASASI NE ZAMAN VE NASIL VERİLİR
Arılar
kuluçka kasasında onuncu çerçeveye geçtiği an
kovana kat verilir. Geçen yıldan
kalan temiz ve şişmiş çerçevelerle
arı daha çabuk çıkar. Eğer çıkmamakta
inat ediyorsa, alttan arılı bir çerçeve alınarak kata verilir.Katta bölme
tahtası kullanmak çok daha iyi netice verir. Arıya ne kadar
az yer gösterilirse
, o kadar çabuk dolduracaktır. Beş çerçevenin arkasına bölme atılır. Boşluğa
da bez yada çuval serilir. Doldukça kaydırılır.
Katta
çalışma, arının çok olduğu
taraftan başlatılmalıdır. Kat olduktan sonra, eğer çerçevenin
yarısına kadar sıralanmışsa alınmalıdır. Süzülerek iade
edilmelidir. Bu yöntemle
daha çok bal elde edilir. İkinci kat koymakla arıya zamanı kaybettirmemiş
oluruz.
1 Kg.
mum yapmak için arı, 15 Kg. civarında
bal yemektedir. İkinci ya da üçüncü
kat koymak bizim için zarar olabilir. Zaten yıl içinde bal sezonu ölçülüdür.
Bunu da arılara mum şişirtmekle geçirtmemek gerekir.
Bal petekle satılacaksa kat vurmak ve balların tamamen sıralanması
gerekir.
ÇERÇEVEYE HAZIR PETEK NASIL TAKILIR
Çerçeveye
hazır petek takmak için tel, biz,
kerpeten, mahmuz, mum ibriği çerçeve kalıp tahtası bulundurmak gerekir.
Çerçeve ayaklarının tam
ortasından üçer yerinden biz ile
delinir. Bu deliklerden üç sıra halinde tel gerilir.
Hazır
petek çerçevenin içine yerleştirilir. Eğer büyükse , yandan yarım,
alttan birer santim boşluk kalacak şekilde kesilir. Dize kalıp tahtası
koyulur. Hazır petek, çerçeve oluğuna iyice yerleştirilir. Kalıp tahtasına
geçirilir. Sıcak suda ısınmakta olan mahmuz, tele bastırmadan gezdirilir.
Kenarlardan kesilmiş petek parçaları ile teller
perçinlenir. İbrikte erimiş mum, çerçeve oluğuna akıtılır.
Hazır
peteğin iyisi, sert ve kolay kırılanı olandır. Renkleri
solan, kokusunu kaybeden ve kırılmayan peteklerde
fazla katkı maddeleri var demektir.
Bir önceki seneden kalma , solmuş peteklerin hakikisi güneş altında
eski rengini alanıdır. Gereğinden fazla , çerçeveye hazır petek takmak
zararlıdır. Dökülmekte ve kırılmaktadır.
ARILARIN OĞUL VERMESİ
İlk
baharda kovanda arılar hızla çoğalır ve kovana sığamaz duruma gelirler.
Arı ailesi de insanlar gibi, ikiye bölünerek yeni bir yuva kurmak isterler.
Oğul
verecek arı, önce kendisine yeni bir ana yetiştirir. Eski ana da kendisini
rejime sokar. Uçabilecek kadar zayıflar.
Yeni
ana henüz memeden çıkmadan, eski ana havanın iyi olduğu bir günde ,
kalabalık bir topluluk halinde kovanı hızlı bir şekilde terk eder. Havada
birçok tur atarak ağacın bir dalını seçer ve sarılır. Genellikle saat
10-14 arasını seçerler. Oğul sarılı dalda, birkaç saat kalır. Eğer
geç saatlerde çıkmışsa ertesi güne kadar
kalabilir. Bu arada ana arı kovandan
çıkmadan ve çıktıktan sonra
kendisine yuva aramak için kılavuz göndrerir.
Oğulu
almada gecikme olursa, oğul hızlı bir şekilde salkımı bozarak havalanır.
Kılavuzları takip ederek, büyük bir gürültü ile yeni yuvasına ulaşırlar.Oğul
olarak çıkan arılar, karınlarına bal doldurulmuş, ayaklarına çiçek
tozu almış olarak çıkarlar. Aynı kovan, sekiz gün sonra ikinci
oğul verebilir. İkinci oğulda birden fazla
ana bulunur. Hepsi de yenidirler. İki gün
aralarla 3. ve 4. oğullar çıkarsa da çok küçük
olmaları nedeni ile çıkmaları
istenmez. Bu oğullar geri iade edilmelidirler.
OĞULU İSTEDİĞİMİZ YERE SARDIRABİLİRMİYİZ ?
Arılar,
oğul otu denen bir bitkinin kokusundan çok hoşlanmaktadırlar. Bir bitkinin
bir adı da melisa’dır. Gayet kolay üreyebilen bir bitkidir.
Oğul
havalanırken, oğul otundan birkaç yaprak kopartılır. Parmaklarla
birbirine
sürterek ezilir. Kokusu arıların yoğun olduğu tarafa üflenir. Oğul
toplama sepetine sürülür. Sepet bir sırıkla havaya kaldırılır. Arılar,
koku sayesinde sepete saldırmaya başlarlar. Sepet yavaşça indirilir ve bir
dala asarak, arıların toplanması beklenir. Oğul otu sayesinde, arıcı
ağaçlara
tırmanmaktan ve dalları kesme zahmetinden kurtulmuş olur.
OĞULUN KOVANA YERLEŞTİRİLMESİ
Oğulun
koyulacağı kovan, oğul çıkmadan hazırlanır. Oğulun boşluğa yerleşmemesi
için kovan, çerçevelerle doldurulur. Yerleştikten sonra bölme
atılır ve
artan çerçeveler alınır.
Oğul
sepette dinlenmeye alınır. Bu arada
hazırlanmış olan kovan da istenilen
yere yerleştirilir. Kapak altı tahtası ve kapak örtülür. Önüne, uçma
tahtasını kapayacak şekilde bir bez serilir. Kaymaması için uçlarına taşlar
konur.
Oğul
sarılı sepet yavaşça alınır ve uçma deliğine
yakın, beze hafifçe silkelenir. Mum kokusunu alan arı, kovana
doğru hızla, tıpkı sürü gibi
akar. Ana arının girmesi gözlenir. Arılar kısa zamanda tamamen çekilir.
Oğulu
kovana üstten dökmek, ana arının ve
diğer arıların ezilmesine neden olur. Kendi istekleri ile girmeleri daha iyi
olacaktır.
Oğul
kovana yerleşmek istemiyor, havalanmak istiyorsa
ana arısı yok demektir. Bu
durumda ana arıyı ya sarıldığı
dalda ya da yerde aramak gerekir. Ana arı
yaşlı ya da kanatları sakat olabilir. Eğer bulabilirsek, oğula verilerek arıların
sakinleşmesi sağlanır. Ana arı bulunamazsa oğul geri
dönebilir. Bir hafta sonra, yeni ana arı ile yeniden oğul olarak çıkar.
İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ OĞULLAR
Birinci
oğul verdikten, sekiz gün sonra ikinci oğul çıkar. İkinci oğul da, birden fazla ana arı bulunur. Oğul, havadayken uzun
b zaman
sarılmaz. Akşama doğru geç saatlerde çıkabilir. Birinci oğul kadar
kalabalık olmaz. Ana arı yeni
olduğundan hemen yumurtlamaz. Ana arı, yeni
olması avantajı ile çok çabuk gelişir.
İkinci
oğlu verdikten 2-3 gün sonra, üçüncü oğul çıkabilir. Ana arıları
ikinci oğuldan daha çoktur. Çok küçük oğul olacaklarından , kovana
geri iadesi en doğru yoldur ya da bir başka zayıf kovanla birleştirilebilir.
İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ OĞULLARIN ÖNLEMESİ
Birinci
oğuldan sonra oğul verdirmek doğru değildir. Kovan çok zayıflar. Kışa çıkaracak
kadar bal yapamaz.. Arısını da çoğaltamaz.
Birinci
oğuldan 4-5- gün sonra ana memesi iptaline gidilir. Oğulun ardından, ana arı
hemen çıkmış olmayacağı için iptali geciktirilir.
Yapılacak
kontrolde ,açık ana memesi aranır. Yoksa en olgunu bulunarak bırakılır,
diğerleri iptal edilir. Çerçevenin her tarafı iyice aranır.
HANGİ HALLERDE OĞUL KOVANDAN KAÇAR
- Oğul zamanı çevrede bal yoksa,
- Oğul konmuş kovan, güneş altına konmuşsa,
- Oğul, kovanı beğenmezse,
- Çevrede, oğul çekme ilacı kullanılıyorsa, oğul kovanı
terk ederek kaçar,
OĞULUN KAÇMASINI ÖNLEMEK İÇİN NE YAPMALI
- Güneş altına koymamalı,
- Bir başka kovandan, yumurtalı çerçeve verilmeli,
- Ana, yumurtlayana
kadar, şerbetle beslenmelidir. Oğul
birkaç günlük olduğu halde, mumları şişirmemişse kaçacağını gösterir.
OĞUL VERDİRMEMEK İÇİN YAPILACAK İŞLER
- Her
kovan oğul vermez. Bu tip kovanlar damızlık olarak kullanırlar. Ana yaptırarak
diğer kovanlara verilmelidir.
- İlk baharda katlar, üstüne değil alttan verilmeli,
- Katı erken vurarak, arıya geniş yer gösterme, oğul hevesini
kırma, sıkıştırmalarını önleme.
- Erkek arı hücreli çerçeveler, kovandan alınmalı. Taban kısımlarından
varsa kesilmeli.
- Kovanın giriş kapısı tamamen açılmalı,
- Kovanlar devamlı gölgede bulundurulmalı,
- Bal zamanına yakın, oğula düşkün
kovandan ana alınmalı,
yerine kısa zamanda çıkacak ana memesi
asılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder